Aydın Örneğinde Yerel Kalkınma

Aydın Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal kalkınma alanında hangi adımları atıyorsunuz?
Kırsalda kalkınmayla ilgili sayabileceğimiz onlarca projemiz halen faal olarak işlerken, yeni projelerimizi de olgunlaştıkça devreye alıyoruz. Tek tek bu projeleri saymaktansa bu projelerin arkasındaki bakış açısını, işin felsefesini paylaşmanın daha yerinde olacağını düşünüyorum: Bizler kalkınmanın yerelden başlaması gerektiğine inanıyoruz; temel çıkış noktamız bu. Aydın Büyükşehir Belediyesi kalkınma uygulamalarında kırsal kalkınma modelini her zaman referans olarak almaktadır. Diyebiliriz ki bizler de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin kuruluş aşamasında hayata geçirdiği projelerin peşinden gidiyoruz.
Örneğin deneme üretimleri yapıp, eğitimler vereceğimiz Aydın Çiftçi Merkezi, Aydınlı çiftçilerimize yol gösterecek. Çiftçilerimiz üretmek istedikleri ürünlerle ilgili bilgileri burada alıp isterse üretime geçecek. İklim koşullarına bağlı olarak değişen üretim süreci, çiftçi merkezinde bilimsel verilerle ele alınıp çiftçimize aktarılacak. Tüm ovamızı ilgilendiren su kullanımı konusunda bilinçlendirici, tohum ve ilaç kullanımı konusunda da yine yol gösterici olacağız. Üretim süreci sonrasındaki pazarlama ve katma değer kazandırma konularında konusunda uzman kişiler çiftçimize sunumlar yapacak. Çiftçilerimizin de deneyim ve bilgi birikimi ile katkı sunacağı bu Merkez ile fark yaratan işlere imza atacağız.
Ayrıca bu merkezde Aydın tarımını daha da ileriye taşıyabilmek için alternatif tarım ürünleri denemeleri yapıyoruz. Yetiştirdiğimiz ürünleri yaygınlaştırmak için ürettiğimiz fideleri ve tohumları çiftçilerimize hibe ediyoruz aynı zamanda elde ettiğimiz ürünleri Halk Ege Et marketlerinde vatandaşlarımızla buluşturuyoruz.
Bunların yanında projelerimizde desteklediğimiz vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. Örneğin Aile Tipi Koyunculuk Projemizde koyunlarımızı kendimiz üretiyoruz. Bu koyunları çiftçilerimize, özellikle de kadınlarımıza hibe ettikten sonra doğacak kuzulara Halk Ege Et üzerinden alım garantisi veriyoruz, ödemeyi de değerinde ve peşin yapıyoruz. Böylelikle vatandaşımız hayvanının ederini alabiliyor.
Üreticilerin önemli girdi maliyetlerinden biri olan yem konusunda önemli bir atılım yaparak; süt, besi ve arpa yemi konusunda destek oluyoruz. Üreticimizin kaliteli ve ekonomik yem ihtiyacının bu şekilde karşılayabiliyoruz. Altyapısı güçlü bir sistem olan Halk Ege Et ile birlikte işleyen bu süreçten hayvancılık yapanlar oldukça memnunlar.
Kırsal bölgeler üzerine tarımı, hayvancılığı desteklemek gibi politikalar nasıl doğdu? Hangi talepler ve ihtiyaçlar böyle bir gelişmenin önünü açtı?
Günümüzde diğer tarım bölgelerimizde olduğu gibi Aydın’da da coğrafi ve demografik koşullar bir yandan tarım yapılabilen alanları daraltırken, diğer yandan tarımsal işletme arazilerini de gittikçe küçültmektedir. Bütün bunların üzerine iklim şartları ve dayanılmaz bir hal olan girdi maliyetleri de eklendiğinde ortaya tarımla geçinen çiftçi vatandaşlarımızın bireysel olarak başa çıkamayacakları bir manzara çıkmaktadır. Bunun sonuçlarını güzel ülkemizin tarımsal ürünlerde gittikçe kendine yetemeyen, dışarıya bağımlı bir ülke haline gelmesinden görüyoruz.
Bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinden feyz alıp özellikle kırsaldaki kalkınma projelerinde onun ilerici bakış açısını uygulamaya gayret ediyoruz. Aydın’ın bir tarım ve hayvancılık kenti olduğundan yola çıkarsak vatandaşlarımızın yaptıkları faaliyetlerden maksimum faydayı almalarını tabii ki çok isteriz. Bunun için de hem modern üretim yöntemlerini kullanmalarını hem de katma değeri yüksek ürünlere yönelmelerini isteriz. Bütün bu gayelerimizi yan yana koyduğumuzdaysa vatandaşlarımızın tek tek güçlerinin yetemeyeceği konularda örgütlenmesini sağlamanın, onlara yol gösterici olmanın ve onların yollarını açmanın en doğrusu olduğuna karar verdik. Bunun için gerektiğinde sisteme girdi sağlayıcısı olarak, tedarikçi olarak, ürün alıcısı olarak veya yeni pazar ve pazarlama alanları yaratarak müdahale ettik.
Üreticimizin refah seviyesinin artması, üretime katılmayan ailelerin üretime katılmaları, Ata Tohumları gibi yerel değerlerimizin gelecek nesillere aktarılabilmesi gibi birçok motivasyon unsurumuz bizleri kırsal kalkınma alanında yeni projeler üretme noktasında hep cesaretlendirmiştir.
Kooperatifçilik alanında neler yaptınız, Aydın’da kooperatifçilik alanında yaptığınız uygulamaları özetleyebilir misiniz?
Biz yaşamın tüm alanlarında örgütlü bir toplumun medeniyet ve kalkınma için çok önemli olduğuna inanıyoruz.
Bu inancımızın kırsal kalkınma alanında ancak kooperatifleşmenin yaygınlaşmasıyla hayat geçeceğini düşünüyoruz. Böylelikle hem üretim hem de tüketim kanalındaki örgütlenme sonucunda üretici emeğinin karşılığını tam olarak alırken, tüketici de sağlıklı ve uygun fiyatlı ürünlere ulaşabilecektir. Böylelikle kazanan ve kalkınan ülkemiz olacaktır.
Öncelikle belirtmem gerekir ki, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin uzun zamandır kooperatifçilik birimi bulunmakta ve faal olarak vatandaşlarımız için çalışmaktadır. Vatandaşlarımızın bir araya gelerek kooperatifleşmeye karar verdikleri andan itibaren onların alacak oldukları yolda her zaman yanlarındayız. Özellikle kadınlarımızın üretmelerini ve ürettiklerini kooperatif çatısı altında değerlendirmelerini önemsiyoruz. Çoğu zaman vatandaşlarımıza kooperatifleşmeleri için de bizler önayak oluyoruz.
Örneğin, sütünü uygun koşullarda saklama imkanı olmadığı için süt işleyen büyük firmaların bölgemizdeki süt toplayıcıları karşısında pazarlık gücü olmayan üreticilerimiz için, varsa o bölgedeki kooperatife süt soğutma tankları hibe ediyoruz, kooperatif yoksa da kurulmasına önayak oluyoruz. Böylelikle kooperatif üyesi olan çiftçilerimiz hem satıcılar karşısında pazarlık gücüne kavuşuyor, hem de kooperatifleşmenin gücünü görüyor. Diğer taraftan canlı hayvan hibe ettiğimiz çiftçilerimizin ve piyasanın çok altında yem desteği verdiğimiz, çiftçilerimizin ürettikleri hayvanları kooperatifler üzerinden değerinde alıyoruz ve Halk Ege Et tesislerimizde işliyoruz. Aracıları ortadan kaldırdığımız için çok uygun fiyata mal ettiğimiz etleri piyasanın çok altında fiyatlarla Halk Ege Et marketlerimizde halkımıza sunuyoruz. Böylelikle hem alın terinin karşılığını alan çiftçimiz hem de uygun fiyatlarla sağlıklı ürünlere ulaşan vatandaşlarımız kooperatifleşmenin sağladığı kazancı gözleri ile görüp yaşayarak deneyimleyebiliyorlar.
Bunlar gibi pek çok uygulama ile sisteme ve piyasa gerektiğinde alıcı, gerektiğinde tedarikçi ve gerektiğinde de pazar sağlayıcı ve satıcı olarak girerek vatandaşlarımıza işleyen bir kırsal kalkınma modeli sunuyoruz. Bu durum özellikle çiftçi vatandaşlarımız nezdinde kooperatifleşmeye olan ilgi, güven ve inancı günden güne arttırıyor.
Kooperatifleşme, vatandaşlar tarafından gerek yerine getirilmesi gereken prosedürleri, gerek sürecin karmaşıklığı gerekse de piyasanın veya satış kanallarının tam olarak araştırılmamasından kaynaklı olarak bilinmezlerle dolu bir yol olarak görülüyor. Bizler de en başından itibaren vatandaşlarımızın yanında yer alıp verdiğimiz eğitimlerimizle onların işlerini kolaylaştırıp bu bilinmezleri ortadan kaldırıyoruz. Bu noktada yeni satış kanallarının, yeni pazarların bulunması üreticiler ve kooperatifler için en büyük sorun olarak öne çıkıyor. Bunun için de kendi iştirakimiz olan Halk Ege Et marketlerinin raflarını onlara açarak yeni ve genişlemeye uygun bir pazar sunmuş oluyoruz.
Şimdiye kadar yüzlerce kadınımıza destek olarak kooperatifleşmeleri konusunda onları cesaretlendirdik, açtığımız organik ürünler pazarları ile onlara yeni satış alanları sağladık. Sattıkları ürünlerden elde ettikleri gelirlerle kızlarını okutan ekonomik söz sahipliği kazanan, yeri geldiğinde artık evini geçindiren kadınlarımızı bu konuda cesaretlendirmeye devam edeceğiz.
Kırsal alanda üretilen ürünlerin bir de pazara sunulması ve nihai tüketiciye ulaşması boyutu var. Bu alanda Aydın’da ne durumdasınız? Tüketicilerden aldığınız geri dönüşleri özetleyebilir misiniz?
Az önce de ifade ettiğim gibi kooperatifler başta olmak üzere küçük üreticilerin bir pazar sıkıntısı her zaman oluyor. Bunu öngördüğümüz için de 2014 yılında 5 milyon liralık yatırımla modern hale getirdiğimiz Halk Ege Et’in marketlerine özel önem verdik. Bugün Aydın ve İzmir’deki 14 marketimizde tüketicilere hem güvenilir, kaliteli, hijyenik, ekonomik et ile et ürünlerini sunuyoruz hem de Aydınımızın ve Türkiye’nin dört bir yanındaki kooperatiflerin ürünlerini… Büyüme planlarımız çerçevesinde bu sayıyı daha da artırarak öncelikli olarak Halk Ege Et’i bir bölgesel marka haline getirmek istiyoruz. Halk Ege Et fabrikamızın kapasitesini artırmak için de yeni bir yatırma daha imza atıyoruz. Bu kapasite artışı ile hem istihdam sağlayacağız hem de hayvancılık yapan üreticimiz için yeni bir ekonomik döngü sağlayacağız.
Tüketicilerin en güzel geri dönüşünün alışveriş yapmaya tekrar gelmesinin olduğunu düşünüyoruz. Hepimiz biliriz ki bir tüketici alışveriş yaptığı yere bir kez daha, bir kez daha gidiyorsa, bunun anlamı oradan memnun kalmış olduğudur. Vatandaşlarımızın bu memnuniyetini sağlamayı sorumluluk olarak alıyoruz. Bizim de Aydın’da ve İzmir’de böylesi birçok müdavimimiz var. Tüketicilerimizin en güzel geri dönüşünün de bu olduğunu düşünüyoruz.